THE MERCER
İzmir’in en önemli tarihi bölgelerinden biridir Fevzipaşa.
Tarihi Kemeraltı Çarşısı ve çağdaş kent dokusu sonsuz bir harmoniyle birleşir.
Projemizi ortaya çıkarırken üzerinde en çok çalıştığımız konu; tarihi doku ve kent dokusunu aynı bina da birleştirip çağdaş ve zamansız bir kimlik oluşturmaktı.
Mevcut parsel sınırlarının net bir geometriye sahip olmaması kütlenin kimliğe yön verdi ve yaşayan en organik malzemelerden olan tuğla tarihi doku içinde cephe kurgumuzun ana karakterini oluşturdu.
Kabuk renginin siyah olması, tarihi bölgede hem iddialı varoluşu vurguladı hem de kent siluetinde yok olmayı sağladı.
Bölgedeki tarihi yapılardan gelen cephe ritmi ve kent dokusu, kabuğun kimliğini oluştururken, üzerinde en çok durduğumuz “Düzenli Düzensizlik” yaklaşımının en iyi örneklerinden biri oldu.
Doğal tuğladan oluşan cephe ile geniş cam açıklıklar harmanlanarak tarihsel bağlam çerçevesinde çağdaş bir yaklaşım sergilendi. Kabukta açılan yırtıkla da bölgedeki tarihi binaların gabarisine uyumlu, çevre siluetinin yansıyabileceği saydam bir yüzey oluşturuldu.
Tarihi bölgelerde alışılagelmiş mimari yaklaşımları yeniden yorumlamayı hedeflediğimiz için tüm yapı elemanlarını ayrı ayrı ele aldık. Tarihi binaların vazgeçilmez öğesi olan söveler binamızda da varlığını devam ettirirken, yeni bir kimlik kazandı.
Doğal malzeme kullanımları iç mekânda brütalist yaklaşımla birleştirildi. Yeşili ön planda tutma hedefiyle galeriler ve dikey bahçeler oluşturularak, kullanıcılara keyifli mekanlar tasarlanması amaçlandı.